Kollarına o yumurta yuvarlandığı anda, ejderha doğmuştu. Tam teşekkürlü bir ejderha bakıcısı. On tane imparatorluğun içinden bir tane iyi yetişmiş bir ejderha prensi.
Adele yetimhanede yetişmiş bir kızdır ve amcasının evine gelmiştir. 9 yıldır teyzenin tarlasının başında sorumluyken ve aynı zamanda inek çiftliğinin bütün çılgın olaylarıyla ilgilenirken, yanlışlıkla bir ağacın kovuğunun içinde büyük bir yumurta bulur. Yumurtanın içinden doğan çocuk, Adele’yi bir ebeveyn gibi takip eder, ve Adele ona bir isim verir, Sigmund. Aslında, Sigmund, imparatorluğun hükümdarı olması gerekirken, çocuk formunda, Adele ile birlikte kalır, doğa üstü gücünü de mühürlemiştir. Yüce Dük Ernest ve Baş Büyücü Jensen kayıp olan ejderha yumurtasını bulmaya çalışır. Lushen, imparator şövalyelerinin başı, Zion’un eşliğinde, Yüce Dük Enest’in kızı, çocukluktan beri erkek gibi yetişmiş olan, Adele’ye yardım eder. Adele ve Sigmund en sonunda imparatorluğun sarayına girerler ve beklemeye başlarlar.Büyülü bir iyileştirici aşk hikayesinin tohumları iki kişi tarafından atılmış olur. ‘’Sen benim dünyamın başlangıcı ve sonusun, Adele.’’ Herkesin korktuğu bu dünyanın yöneticisi, sert ejderha prensi Sigmund ve onun gelini Adele. Her nasılsa, bir prens yetiştirdim.
